Spor Günlüğü

Spor Gündemi İle İlgili Haberler, Yorumlar

Archive for Aralık 2006

Ercan Güven’den Harika Bir Yazı: Federasyonun özerkliği, şike vs.

Posted by sporgunlugu 21 Aralık 2006

Türk spor basınında kalemi ile beğenimi kazanan ender yazarlardan ikisi Milliyet gazetesinin değerli muhabirleri, yazarları Cemal Ersen ve Ercan Güven. Genelde altına gözüm kapalı imzamı atacağım harika yazılarla sporun gerçek gündemini ve sorunlarını ortaya koyuyorlar.

Ercan Güven‘in bugünkü yazısını mutlaka okumalısınız: http://www.milliyet.com.tr/2006/12/21/spor/yguven.html

Posted in Futbol, Spor ve Siyaset | Leave a Comment »

Güreşte 2006 Yılının En İyileri

Posted by sporgunlugu 21 Aralık 2006

Uluslararası Güreş Federasyonu, serbest, greko-romen ve bayanlar dalında oluşturulan klasmanlar sonucunda 2006 yılının en iyi güreşçilerini belirledi. Türk sporcular da bu klasmanlarda yer buldular.

Türkler arasında en büyük başarıyı Nazmi Avluca elde etti. Nazmi Avluca  Greko-Romen güreşte yılın sporcusu seçildi.

Türkler serbest güreşte klasmanda yer alamazken; greko-romende 66 kiloda Şeref Eroğlu dördüncü, 74 kiloda Mahmut Altay üçüncü, 96 kiloda Hamza Yerlikaya birinci, 12o kiloda İsmail Güzel üçüncü oldular. Bayanlarda da hiçbir Türk güreşçi klasmanda yer alamadı.

Yılın en iyi güreşçileri ise şöyle:

Serbest Güreş: Georgi GOGCHELIDZE (Gürcistan)

Greko-Romen: Nazmi AVLUCA (Türkiye)

Bayanlar: Stanka ZLATEVA HRISTOVA (Bulgaristan)

Serbest güreşte yılın en iyi güreşçisi, Gürcü Georgi Gogchelidze olurken

Posted in Diğer | Leave a Comment »

Irak Güreş Federasyonu Başkanı Öldürüldü

Posted by sporgunlugu 21 Aralık 2006

Irak’taki savaş spor camiasını da vuruyor. Irak Güreş Federasyonu Başkanı Muhammed Hamdan, Doha’da gerçekleşen 15. Asya Oyunları’ndan dönerken Bağdat’ta gerçekleşen saldırı sonucu hayatını kaybetti.

Posted in Diğer | Leave a Comment »

Eskrim Paneli Hayal Oldu (Arşiv Yazısıdır)

Posted by sporgunlugu 21 Aralık 2006

İzmir’de düzenlenen Avrupa Büyükler Eskrim Şampiyonası’nda alınan kötü sonuçların ardından eskrim-tur grubunda ciddi bir tartışma meydana gelmişti. Grubun birkaç üyesi bu sonuçların sebepleri üzerinde görüşlerini belirtmiş ve bazı çözüm önerileri getirmişlerdi.

Her Şampiyonadan sonra alınan kötü sonuçlar bir şekilde değerlendiriliyordu. Ancak ilk defa bu kadar içerikli, üzerine düşünülmüş mesajlar atıldı. Sadece bir iki üyenin değil, ona yakın üyenin görüşleri camianın dikkatine sunuldu.

Yıllar sonra bilinçli bir kesimin tartışmayı adabıyla yapmaya başladığını görünce, gruba eskrimin sorunlarının tartışılacağı bir toplantı düzenlenmesi için öneride bulundum. Söz konusu mesaja grup sayfasından ulaşılabilir. Mesajın tarihi ise 11 Temmuz 2006 idi. Bir hafta boyunca sadece bir üyemizden olumlu tepki geldi. Beklediğim tepkiyi alamayınca ise ikinci bir mesaj yazdım. Bu mesajda ise toplantının TEF veya TEGEV tarafından düzenlenmesi gerektiğini belirttim ve Sayın Cengiz Aydın’ın bu konuda yardım edip edemeyeceğini sordum. Bunun üzerine, Sayın Aydın, bir mesaj gönderdi ve TEGEV’in toplantının düzenlenmesini üstlenebileceğini belirtti ve hazırlık komitesinin kurulmasının ilk iş olacağını ifade etti.

Cengiz Bey’in teklifi beni çok mutlu etti. Bununla birlikte, TEF ile TEGEV arasındaki gerginliğin ve özerkliğin ardından yapılacak seçim arifesinde yapılacak toplantının yaratacağı kargaşanın farkında olduğumdan, toplantının amacından sapması konusundaki endişemi gruba açıkladım. Bu toplantı sorunların tartışılacağı bir platformda yapılmalıydı. Grupların, kişilerin birbirini suçlayacakları ve seçim propagandalarına alet edecekleri bir toplantı çok büyük zarara sebep verebilecekti. Aslında eskrim camiası şu anda bulunduğu ortamdan daha kötü bir yere gelemez. Yıllardan beri en dipte yer alan Türk eskriminin daha fazla zarar görmesi söz konusu değil. Olsa olsa, sadece medyada yer alır o kadar.

Cengiz Bey’den toplantı komitesi konusunda çağrı alındığı gün hemen komite için özel bir grup kurdum ve eskrim-tur grubu üyelerini bu gruba davet ettim. Böylece genel grupta yer alıp da toplantı hazırlıkları ile ilgili mesajları almak istemeyenler rahatsız edilmemiş olacak; komite üyeleri serbestçe fikirlerini paylaşabilecekti.

Toplantı Komitesi ilk ve son toplantısını 28 Temmuz 2006 Cuma günü Altınyurt Spor Kulübü’nde gerçekleşti. Bu toplantıda alınan kararlardan ikisi Komite – TEF ilişkisi ile ilgiliydi:

“1) Panelin Federasyon karşıtı bir hareket olarak algılanmaması için Federasyon ile ortak hareket edilecek. Cengiz Bey, ERol Bey ile konuşmuş ve bu Panelin düzenlenmesine destek verileceğini belirtmiş. Bu durumun kesinlik kazanması için Panel’in Federasyon tarafından organize edilmesi ve TEGEV’in destek vermesi icin gerekli yazışmalar yapılacak. TEGEV antetli kağıdı ve yöneticilerin imzası ile Federasyon’a bir mektup yazılacak ve Federasyon resmi olarak davet edilecek.

2) Erol Bülbül’ün işleri dolayısıyla sık sık İstanbul’a gelmesi sebebiyle, Komitenin ikinci toplantısının Erol Bülbül ile yapılması ihtimali var. Cengiz Bey, Erol Bey ile irtibata geçip bu durumu kesinleştirecek. Cengiz Bey bize kesin gün ve saati açıklayacak.”

İkinci toplantı 4 Ağustos tarihinde gerçekleşecekti ama bir türlü gerçekleşmedi. Önce takvimin uymaması nedeniyle toplantının ertelendiği duyuruldu. 22 ve 24 Ağustos tarihlerinde ikinci toplantının tarihini sorduğumda ise Erol Bey’in İstanbul’a bir türlü gelmediği, tarih vermenin zor olduğu ve 15 -17 Eylül tarihine çok az süre kaldığı için toplantının yetişmesinin zor göründüğü belirtildi.

Bütün bu gelişmelerin ardından aklıma bazı sorular geldi:

1) Panelin Federasyon önderliğinde gerçekleşmesi konusunda karar alınması ile birlikte, hazırlık toplantılarına illa Federasyon Başkanının gelmesi gerekir miydi? Bu toplantılarda Federasyonu Yönetim Kurulunun diğer bir üyesi temsil edemez miydi? Her işe Erol Bey’in mi bakması gerekiyor?

2) TEGEV, TEF’e resmi davet gönderdi mi? TEGEV’in antetli kağıdı ile gönderileceği söylenen davet yazısının örneği var mı? Bu yazıya cevap geldi mi?

3) Erol Bey’in toplantılara katılmamasının başka bir sebebi var mı?

4) Bu toplantının yapılmamasında eskrim camiasının seçim döneminde olmasının etkisi var mı?

5) Biz Türkler neden hiçbir işi sonuna kadar götüremeyiz? Neden bir oluşum devam etmez?

Hiçbir sorunun cevabını alamayacağımı biliyorum. Belki de tek bir cevap alırım: “Sana ne!”

Türkiye Eskrim Federasyonu ana statüyü hazırlıyor mu bilmiyorum. Benim hazırladığım ana statünün okunduğundan bile şüpheliyim. Bugüne kadar sadece bir velinin ve federasyonla doğrudan bağlantısı olmayan bir büyüğümüzün okuduğunu görünce çok sevindim. Eskiden hiç okuyan olmazdı. Ne yazık ki bu işi ciddiye alanlar, eskrim yöneticileri dışındaki insanlar!

Şimdi seçim hazırlıklarına tanıklık edeceğiz. Daha doğrusu edemeyeceğiz. Ne Federasyon raporlarına ulaşabilecek ne de adayların dosyalarını görebileceğiz. Kaos ortamı içinde seçim yapılacak.

Yeni yönetimin yaklaşık iki aydan beri beklenen Paneli düzenleyeceğini umarım. Belki yıllar sonra şu anki genç nesil bilimsel yöntemler aracılığıyla ve tartışmalara açık olarak yönetmeyi görev edinir.

Posted in Eskrim | Leave a Comment »

Avrupa Büyükler Eskrim Şampiyonası’nın (İzmir 2006) Ardından (Arşiv Yazısıdır)

Posted by sporgunlugu 21 Aralık 2006

İzmir’de düzenlenen Avrupa Büyükler Eskrim Şampiyonası Türk milli takımı açısından tam anlamıyla bir fiyasko oldu. Her dalda sonuncu sıraya yerleşen eskrimcilerimiz yıllardan beri süregelen makus talihlerini yenemediler. Kendisinden başarı beklenen Utku Uluşahin de son sıraları tam arkadaşlarıyla paylaştı. Eskrimcilerimizin kötü seviyesi takım müsabakalarında iyice ortaya çıktı. 5 tuş üzerinden oynanan ferdi maçlar yerine 45 tuş üzerinden oynanan takım maçları, rakiplerimizle aramızdaki seviye farkını çok açık biçimde ortaya koydu.

Yazının devamını oku »

Posted in Eskrim | Leave a Comment »

Türkiye Eskrim Federasyonu Sitesi (Arşiv Yazısıdır)

Posted by sporgunlugu 21 Aralık 2006

Türkiye Eskrim Federasyonu’nun (TEF) sitesi ne yazık ki içler acısı halde. Sitenin görsel yapısı kadar içeriği de siteyi ziyaret edenleri tatmin etmiyor.

Sitenin kimin tarafından hazırlandığı siteden anlaşılmıyor. Sağ altta GSGM’nin irtibat bilgileri bulunduğu için, sitenin GSGM’nin Bilgi İşlem Merkezi tarafından hazırlandığı izlenimine kapılmak mümkün.

Sitede ne forum alanı, ne de e-mail listesi işliyor. Federasyon ile ilgili bölüm, hakem istatistikleri ise yapım aşamasında.

Sitenin “Haber Arşivi” bölümü ise çok kötü hazırlanmış. Haberlerin çok kötü kaleme alınmış. Türkçe dilbilgisi kurallarına hiç dikkat edilmemiş.

Sitede uluslararası gelişmelerin yer almaması ise en büyük eksiklik. FIE’nin sitesinde yer alan haberlerin kısa çevirileri sitede yer alabilirdi. FIE Magazine’in son sayısında Katar’ın Doha kentinde yapılan Kongre’de alınan kararların ve FIE Statüsü ve yönetmeliklerinde yapılan değişikliklerin listesi yer alıyor. Bu gelişmelerin hiçbirisini TEF’in sitesinde bulmak mümkün değil.

TEF’in Internet sitesi her açıdan sınıfta kaldı. Yıllardan beri süregelen eleştiriler dikkate alınmadı; sitenin düzeltilmesi için hiçbir çaba harcanmadı. Yakın zamanda da durumun değişmeyeceği açık.

TEF’in sitesini hazırlayan yetkililerinin, sorumluluklarını bilerek, görev bilinciyle hareket etmesi gerekirdi. Ancak kimse bu konuda sesini çıkarmadığı için, yetkililer kendi bildiklerini okuyorlar.

Posted in Eskrim | Leave a Comment »

Eskrimde Antrenör – Hakem İkilemi (Arşiv Yazısıdır)

Posted by sporgunlugu 21 Aralık 2006

24-25-26 Mart tarihlerinde Ankara’da gerçekleşecek Büyükler Federasyon Kupası’nın hakemleri Türkiye Eskrim Federasyonu’nun sitesinde açıklandı.

Liste incelendiğinde Eskrim Federasyonu’nun Mustafa Uslular, Murat Önyay, Can Aydın gibi bazı antrenörleri ayrıca hakem olarak görevlendirdiği görülüyor.

Bu uygulama uzun zamandan beri devam ediyor. Antrenörlerin bir yandan sporcuları ile ilgilenmeleri, diğer yandan, bağımsız ve tarafsız bir şekilde hakemlik yapmaları bekleniyor. Oysa geçmiş yıllarda da sık sık karşımıza çıkan görüntüyü hatırlatmakta fayda var. Antrenör hakemler, bir pistte maç yönetirken, diğer bir pistte kendi sporcularına taktik veriyorlar. Bu hakemler her iki maça da gereken ilgiyi gösteremiyorlar.

Bununla birlikte, bir kulübe bağlı çalışan, o kulübe başarı sözü veren bir antrenörün, rakip sporculara karşı tarafsız olacağını iddia etmek çok zor. Bu kişilerin kendi sporcularının menfaati için belli maçlarda taraf tutmaları veya tuş hesabı yaparak maçları sonuçlandırmaları mümkün. Ya da tam tersine, taraflı maç yönettikleri iddiası ile karşı karşıya kalmamak için rakip sporculara karşı daha esnek hareket etmeleri söz konusu olabilir.

Bu olasılıklar elbette yukarıda ismi zikredilen kişiler için ortaya atılmamıştır. Ancak dışarıdan bakıldığında, antrenörlerin aynı zamanda hakemlik yapması her zaman şaibe iddialarına sebep verecektir.

Aynı şekilde, kulüplerde yöneticilik yapanların da hakemlik yapmaması, daha genel olarak, Eskrim Federasyonu’nun herhangi bir kurulunda görev almaması gerekir. Ancak bu etik kuralları Eskrim Federasyonu tarafından gözetilmiyor.

Posted in Eskrim | Leave a Comment »

Sitede Düzenleme

Posted by sporgunlugu 21 Aralık 2006

Bu sitede eskrimle ilgili yazılarımı da yayınlamam sonucunda, eskrimi konu alan iki blog sitem oldu. Bu sebeple, diğer sitemi kapatacak ve yazılarıma bu siteden devam edeceğim. Diğer sitedeki yazıları da bu siteye nakledeceğim. Bazı yazılar artık güncel konularla ilgili değil ama arşivde durması açısından, bunların da bu sitede yer alması gerektiğini düşünüyorum.

Posted in Eskrim | Leave a Comment »

Private Sozluk Sitesindeki İleti

Posted by sporgunlugu 21 Aralık 2006

Private Sözlük‘te eskrimle ilgili yazılmış bir ileti çok hoşuma gitti. Önce güldüm, sonra lady of rohan‘ın düşünce biçimine hayran kaldım. Bu fikir benim aklıma hiç gelmedi. Aklıma gelseydi, açıkçası kendimden utanırdım. Çok fesat düşündüğümden şüphelenirdim.

Başarıyı takdir etmek gerekir. Eskrimde de başarıya olan hasretimizi dindirecek dereceler bizi çok memnun ediyor. Ama bu derecelerin hangi turnuvalarda nasıl kazanıldığını tartışmıyoruz. Utku Uluşahin ve bazı arkadaşlarımız geçen sene çok büyük başarılara imza attılar. Özellikle bir bayan eskrimcimizin Avrupa Şampiyonası’nda elde ettiği derece göğsümüzü kabarttı. Bununla birlikte, bu derecelerin bir atımlık barut olup olmadığını sorduğumda çok sert eleştiriler aldım. Bu derecelerin Federasyon tarafından sahiplenilmesi de beni çok şaşırttı. Sporcuların kendi emekleri ile kazandıkları başarıları ne kadar çabuk sahipleniyoruz.

Başarıları değerlendirmenin de bir sınırı var elbette. Çekememezlik, kıskançlık seviyesinde eleştirileri çok sık duyuyoruz. Hemen başarıyı küçümseme eğiliminde olan Türk insanının eleştiride dengeyi sağlayamaması, yukarıda bahsettiğim konuları tartışmaya açmakta çekingen davranmama sebep vermeye başladı.

İşte private sözlük’teki söz konusu ileti endişelerimin yersiz olduğunu anlamamı sağladı. Eleştirmekten ama diğer yandan da öneri sunmaktan çekinmemek gerekir. Bu sınırı koruyamayan kişiler ise kendilerini ifşa eder ve gerekirse tartışma gruplarından atılırlar. Grupta düzeni bozmamak adına eleştiriden vazgeçmemek lazım.

Birileri düşünüyor, eleştiriyor ve bu eleştirilerini çok güzel bir şekilde başka platformlarda dile getiriyor. Bu kişileri gruba nasıl dahil edebileceği bilmiyorum. Umarım onlar grubu bulur.

Söz konusu iletiyi artık paylaşayım:

“lady of rohan / 15.03.2006 21:54:22 / # 1655025 / *

Geçtiğimiz günlerde yapılan, Dünya Eskirm Şampiyonası adı altında gerçekleşen yarışmada, gençlerde birinci olduğumuz spor dalı. (°bkz: epe)Ancak şöyle bir durum vardır, İran, Fas, Mısır, Hindistan gibi ülkelerde yapılan dünya şampiyonalarına İtalyanlar, Fransızlar katılmazlar. biz de böylece, birinci olduk diye hemen reklam yaparız. Bir de yılda pek çok defa dünya şampiyonası olur, bu ilk veya son değildir..”

Posted in Eskrim | Leave a Comment »

“Sen Hiç Ateşböceği Gördün Mü?”

Posted by sporgunlugu 20 Aralık 2006

Milliyet gazetesinin yazarlarından Erdoğan Şenay’ın iki hafta önce çok enteresan bir yazı yazdı. “Çözüm Spor Mahkemeleri” başlıklı yazısında, Şenay, Türkiye’deki tribün şiddetinin ancak özel mahkemelerin kurulması sayesinde sona erebileceğini iddia etti.

Sporun kendine özgü hukuki boyutu var. Sorunları da özellik gösteriyor. Ancak tribün şiddeti konusunda ayrı bir mahkemeye gerek yok. Yerel mahkemeler de bu konuda gerekli işlevi göreceklerdir. Spor mahkemeleri daha çok hız ve özel ihtisas gerektiren alanlarda önem arz edecektir. Doping, disiplin cezaları, hakem atamaları, şike, teşvik primi gibi konularda spor mahkemeleri devreye girebilir.

Bu yazının asıl dikkat çeken kısmı, Şenay’ın tribünde olay çıkaranlar ve onların çevresindeki seyircilerle ilgili yorumlarıydı.

Şenay, Galatasaray-Fenerbahçe maçı boyunca meydana gelen şiddet olaylarını eleştirirken çok ilginç tespitlerde bulunuyor ve öneriler getiriyor.

Mondragon’a ses bombası atanlara “Yok dilerseniz bundan sonraki derbilere “roketatarlar”la gelin de tek tek avlayın sahadaki rakip oyuncuları!” şeklinde feryat ediyor.

Şenay hiç roket atar görmüş müdür? Neye benzediği, etkisi konusunda fikri var mı ? Şenay, roketatarı, Rambo filmlerineki okla karıştırdığını düşünüyorum. Roketatar sayesinde bir tribünü bile ortadan kaldırabilecekken, neden tek tek futbolcular hedef alınsın ki?

Şenay’ın ikinci yakınması ise tribünde taraftar terörüne karşı sessiz duranlara karşıydı. Şenay’ın yazısının ilgili bölümünü aynen yansıtmak gerek:

benim anlamakta güçlük çektiğim mesele şudur ? Bu tip “özürlü insanları” hemen yanlarındaki sağduyu sahibi gerçek taraftarlar neden ikaz edip, bu terbiyesizliklere mani olmazlar ?.. Yoksa bu tip davranışların maddi, ancak özellikle manevi faturalarının sevdalısı olduğu renklere çıkacağını düşünemezler mi ?.. Yoksa olayların anında onlar da mı akıllarını yitirmiş durumdadırlar ?.. Yok, Avrupa takımları geldiği zamanlar bu tip olaylar birden kesildiğine göre, bizim zulüm duygularımız “bizden olanlara” karşıdır anlaşılan…

Bir düşünelim… Tribünde tek başınıza veya arkadaşlarınızla maç seyretmeye çalışıyorsunuz. Oturarak seyretmenin mümkün değil. Herkes ayakta. Rahat rahat oturup keyif yapamıyorsunuz. Heyecanlanınca ayağa kalkıp pozisyonu tırnakları yiyerek, arkadaşınızın veya renkdaşınızın arkasına saklanarak veya omuzunu sıkarak seyretmek yerine maçtan saatler önce stada girmek ve ayakta kalmak zorundasınız.

Maçtan önce başlayan küfür yağmuru, maç sırasında üst noktaya ulaşır. Karşı takımın taraftarı da küfrediyorsa artık geri dönülmez yola girilmiştir.

Bir de tribün içi tartışmalar vardır. Birkaç grup kendisini gerçek taraftar topluluğu olarak görür. Gruplar arasında önce atışma, sonra küfürleşme, en sonunda kavga çıkar. Fenerbahçe’nin Migros tribünündeki kavgaların sebebi de bu çıkar çatışmalarıdır.

Futboldan geçinen amigolar, taraftar çetesi reisleri ve bu çetelerin elemanları küfredip kavga ederken, normal taraftar köşesine sinmekten başka bir şey yapamaz. O taraftar istemese de olaylardan uzak kalamaz. Her halükarda kavganın ortasında kalacak; ya taraftarlardan ya da polisten dayak yiyecektir. Dayak yemese bile ezilme tehlikesi her zaman mevcuttur.

Şenay, parasını verip spor karşılaşması seyretmekten başka amacı olmayan, akıl sağlığı yerinde taraftarlara söz konusu çapulcu ordusunu uyarmadıkları için kızıyor. Şenay, hiç tribünde maç seyretmiş mi? Basın tribünü, VIP veya numaralı tribünden bahsetmiyorum. 50’li, 60’lı yıllardan da söz etmiyorum. Son üç sene içinde bu tür olayların yaşandığı tribünlerde maç seyretmiş mi? O taraftarlar kulübün zarar görmesinden öte, kendi can sağlıklarını düşüneceklerdir.

Bu aralar spor yazarları arasında spor hukuku, doping, özerklik gibi konular çok rağbet görüyor. Ama bu adamlara bu konu ile ilgili kaç makale, kitap okuduklarını sorsanız, tek satır bile okumamışlardır. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan, kulüp sözcülüğüne savunan bu adamlar sporseverlerin hem vaktini çalıyor, hem de yanlış bilgilendiriyorlar.

Posted in Diğer, Futbol | Leave a Comment »