Spor Günlüğü

Spor Gündemi İle İlgili Haberler, Yorumlar

Posts Tagged ‘Doping’

UNESCO Sporda Dopinge Karşı Uluslararası Sözleşme’ye Katılmamız Kabul Edildi

Posted by sporgunlugu 6 Mayıs 2009

10/12/2007 tarihli ve 5721 sayılı Kanunla katılmamız uygun bulunan ekli “Sporda Dopinge Karşı UluslararasıSözleşme”ye katılmamız; Dışişleri Bakanlığının 24/4/2009 tarihli ve HUMŞ-114 sayılı yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 29/4/2009 tarihinde kararlaştırılmıştır.

Yazının devamını oku »

Posted in Doping, Mevzuat | Etiketler: , | Leave a Comment »

Spor Şurası ve Doping

Posted by sporgunlugu 24 Ekim 2008

24-26 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek Spor Şurası’nda birbirinden ilginç konular tartışılacak.

Şura’da tartışılacak konu başlıklarını mümkün oldukça sizlerle paylaşacağım. Belki siz de yorumlarınızı paylaşırsınız.

Yazının devamını oku »

Posted in Diğer | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Leave a Comment »

Bir sıfır da Sedat Artuç’tan

Posted by sporgunlugu 10 Ağustos 2008

29. Yaz Olimpiyat Oyunları’nda halterde 56 kiloda Sedat Artuç, yarışmayı “sıfır” çekerek tamamladı.

Halter Federasyonu yetkilileri, Artuç’un, Avrupa Şampiyonası’nda meydana gelen kasığındaki sakatlığının son antrenmanda nüksettiğini ve yarışmaya iğneyle çıktığını söylediler.

Artuç, yarışmadan sonra gözyaşları içinde, “yarışma anında aklının hep sakatlığında olduğunu ve iğne yapılan yerin uyuştuğunu” söyledi. Artuç, 6 aydır kampta olduğunu ve onca emekten sonra bu sonucu almaktan dolayı büyük üzüntü duyduğunu bildirdi.

İşin garip tarafı, halter yarışmalarının ikinci gününden sonra bakıyoruz, üç temsilcimizden ikisi sıfır çekmiş. İkisi de sakat sakat yarışmış İkisi de akıllarının hep sakatlıklarında olduğunu belirtmiş.

Sakat oyuncuların yarışmasını kim istiyor?

Sporcu sakat sakat yarışmak isteyebilir. Aylarını, yıllarını Olimpiyatlar için harcamış olan sporcu elbette yarışmak isteyecektir. Özellikle halterde, sporcuların profiline bakıldığı zaman, hayata tutunmak, para kazanmak için ellerinde halterden başka bir şey olmayan, tek umutlarını Olimpiyatlar’da elde edeceği zaferlerin karşılığı olarak alacağı altınlara ve “devlet sporculuğu” sıfatına bağlayan sporcular elbette kendilerini riske atacaklar.

Sporcular piste çıkmak istese bile, spor yöneticileri sakatlık pahasına bile olsa sporcuların piste çıkmalarına nasıl izin verebiliyorlar?

Sakat sporcular, akıllarının sakatlıklarında olduğunu söylüyorlar. Korkuyorlar. Kendileri için endişeleniyorlar. “Hadi koçum! Hadi aslanım! Türksün sen! Gururumuzun! Çık oraya, göster Türk’ün gücünü!” diyerek motivasyonda üst noktaya çıkan Türk yöneticiler, Türkiye’ye ne kadar büyük zarar verdiklerinin farkında değiller mi?

Sporcular için harcanan binlerce YTL, antrenörlerin mesaisinden çalınan onca saat, başka bir sporcunun yetişmesinin önlenmesi ve en kötüsü, madalya umudu olan bir sporcunun büyük ihtimalle kaybedilmesi… Yöneticiler bunların hepsini göze alabiliyorlar.

Bu sorun şimdilik halter federasyonunda yaşanıyor. Önümüzde güreş, atletizm müsabakaları var. Bu dallarda aynı sorunların yaşanması halinde GSGM‘nin spor politikasının gözden geçirilmesi gerek. Kağıt üzerinde federasyonlar özerk olsa bile, işleyişi herkes biliyor. Bu sebeple, başarısızlıklardan sadece ilgili federasyonlar değil, GSGM de sorumlu olacak.

Halter Federasyonu, bugüne kadar ülkemize onlarca altın madalya getirdi. Ne zaman ki doping nedeniyle faaliyetleri askıya alındı ve ardından sıkı bir kontrol altına girdi, madalya sayısı hızla düşmeye başladı. Bu bir tesadüf mü?

Halter Federasyonu Başkanı Hasan Akkuş, dün Nurcan‘a yaptığı eleştirileri Artuç‘a yaptı mı bilmiyorum. Artuç’un sakatlığının nüksetmesi onu sağlam bir eleştiriden korumuş olabilir.

Herkes Olimpiyat ikincisi haltercimizin peşinden gidedursun, Nurcan Taylan ve Sedat Artuç’un açıklamaları akla bazı sorular getiriyor:

1) Nurcan‘ın sakat olmadığını iddia eden yetkililer, onun psikolojik olarak hazırlanması için bilimden faydalanmadılar mı? Uzmanlara, psikologlara danışma gereği duymadılar mı?

2) Türkiye Futbol Federasyonu mentorlardan, spor psikologlarından faydalanırken, dünyanın en büyük spor organizasyonuna katılan Türk delegasyonunda 70′e yakın sporcu için psikolog bulunuyor mu? Bulunuyorsa, bu psikoloğun uzmanlık alanı nedir? Kaç yıllık tecrübesi vardır? Tecrübeden kastımız ise, doğrudan doğruya üst seviye sporcularla ilgilenmektir.

Diğer delegasyonlarda neredeyse her sporcunun kendi mentoru var. Sadece fiziksel değil, zihinsel açıdan hazırlığın da çok önemli olduğu sporda sporcuları her gün takip eden, onların özel sorunlarını da bilen ve onları yarışmaya kadar hazırlayan bu uzmanları Türk takımları ne zaman kadrolarına alacak bilemiyorum.

3) Şampiyonları, derece alanları alkışlayan yöneticilerimiz başarısız sporcularımıza karşı nasıl bir tavır sergiliyorlar? Başarılı derece alındığı zaman medya karşısına çıkan, diğer sporlar hakkında ise tek kelime etmeyen yöneticilerimizin halterde onları hayal kırıklığına uğratan sporcuların yanında, atıcılık, boks, yüzme dalında sporcularımıza yönelik çalışmaları nelerdir? Sporcularımız kendi köşelerine mi çekilmektedirler? Bu büyük yıkımı kaldırmaları için profesyonel destek sağlanmakta mıdır?

4) Bugün medyada, halterde sıfır çeken sporcuların evlerine gönderileceğine dair bir haber vardı. Bu haber GSGM kaynaklı mıdır? “Eve göndermek” gibi bir ifade GSGM yöneticilerine mi aittir? GSGM’nin medya iletişim, halkla ilişkiler departmanı bu tür ifadelerden kaçınmalıdır. Eğer bu ifadeler, ilgili medya kuruluşuna aitse, ilgili haber düzeltilmelidir. Sporcuları değersiz, paçavra gibi gösteren bu tür ifadeler ne GSGM’ye, ne de medya kuruluşlarına yakışmaktadır.

Halter Federasyonu, iki haltercimizi aldıkları başarısız sonuçlar sebebiyle gelecek dönemde milli takımda düşünmüyormuş. Plansız, programsız, kişilere dayanan, sadece başarıya endeksli yönetim sergileyen federasyon, başarısız sonuçların faturasını iki sporcuya keserek bütün günahlarından arınacağını sanıyor. Atina Oyunları rezaletinden sonra görevinden ayrılmayan, her geçen gün yeni skandallara imza atan bir federasyon yönetimi sadece iki sporcuyu göndererek başarı elde edeceğini sanıyorsa yanılıyor.

Halter Federasyonu, GSGM’nin gözde federasyonlarından biri. Bu federasyonun yönetimi bir şekilde görevine devam ediyor. Kulüplerin yapısı ve seçimlerde il müdürlerinin de oy vermesi bu yönetimin değişmesini engelleyecek gibi. Peki halter camiası bütün olanları görmezden gelmekte ısrarlı mı?

Gelecek günleri bekleyelim. Taner Sağır, İzzet İnce ve Bünyamin Sudaş’ın performansları federasyonun başarısı konusunda ölçüt olacaktır. Ancak bu federasyonun doping konusunda sabıkası, zamanın en iyi sporcularından biri olan Halil Mutlu’nun dopingli çıktığı dönemdeki faaliyetleri, derece alamayacağı belli olmasına rağmen Mutlu’ya yatırım yapıp parayı sokağa atması hatırlardan silinmemeli.

Posted in Olimpiyatlar | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , | Leave a Comment »

Futbol Federasyonunda Doping Komedisi

Posted by sporgunlugu 8 Mayıs 2008

Türkiye Futbol Federasyonu, dopingle mücadele konusunda büyük ilerleme kaydedildiğini, yapılan doping kontrollerinde çok az sporcunun doping yaptığının tespit edildiğini açıkladı.

Bu açıklama yanıltıcı nitelikte. TFF doping uzmanlarının çok iyi bildiği gibi, doping olayları çoğunlukla yarışma dışı kontroller sonucunda tespit edilmektedir. Doping alan sporcular, genelde bu maddeleri maskeleyen, saklayan başka maddeler de kullanmaktadırlar. Her ne kadar söz konusu maskeleyen maddeler de doping maddesi listesinde yer almaya başlasa da, sporcuların yarışmaya kadar çeşitli yöntemlerle doping yaptıkları bilinmektedir.

Dopingle mücadele ancak eğitim ve yarışma dışı kontrollerle etkili, caydırıcı olabilir. TFF’nin sitesine bakıldığında, yarışma dışı kontrollere tabi olan sporcular listesine ulaşılamamaktadır. Hedef sporcuların belirlenmemesinden ötürü, hiçbir sporcunun, bulundukları yeri belirtme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Oysa Avrupa ülkelerinde futbolcular başta olmak üzere sporcular yarışma dışı kontrollere tabidirler.

Yarışma dışı kontrol uygulaması İngiltere’de tepki çekmeye başladı. İngiliz Profesyonel Sporcular Sendikası, sporcuları, yarışma dışı kontroller için nerede bulunacaklarını belirtmekte yükümlü tutan kuralı sert bir dille eleştirdi ve Dünya Dopingle Mücadele Ajansı’nı dava açmakla tehdit etti. Sendikanın bu tutumu kabul edilemez. Dünya çapında birçok sporcu bu kontrollere tabi iken, futbol yıldızlarının bu uygulamadan muaf tutulması mümkün değil. Bununla birlikte, bu isyan, yarışma dışı kontrollerin İngiltere’de hiçbir ayırım gözetmeksizin bütün elit sporculara uygulandığını gösteriyor.

Türkiye’de, bırakın yarışma dışı kontrolleri, yarışma için kontrollerin bile doğru düzgün yapıldığını söylemek çok zor. Süper Lig’de Nisan ayında ve Mayıs ayının ilk haftasında sadece 7 karşılaşmada doping kontrolü yapılmış. Teşvik, şike söylentileri arasında takımlar şampiyonluk, UEFA kupasına katılım ve düşmemek için mücadele ederken, yaklaşık 45 maçtan sadece yedisinde kontrol yapılması düşündürücü. Diğer liglerde yapılan kontrollerin ise pek bir farkı yok.

Doping kontrollerinin büyük bütçeler gerektirdiği biliniyor. Bununla birlikte, TFF’nin bu konuda yeterli altyapıya ve maddi imkanlara sahip olduğu da açık. TFF’nin dopingle mücadeleyi daha fazla ciddiye alması ve BAtılı örnekler ışığında hareket etmesi gerekiyor.

Diğer spor federasyonlarının durumu zaten içler acısı. Onların durumu ayrıca incelenmeli.

 

Posted in Doping, Futbol | Etiketler: , , , , , | Leave a Comment »

At Yarışlarına İlişkin Doping Muayene Yönetmeliği Yürürlüğe Girdi

Posted by sporgunlugu 8 Kasım 2007

At yarışlarına ilişkin Doping Muayene Yönetmeliği, 8 Kasım 2007 Tarihli ve 26694 Sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Posted in binicilik, Doping, Mevzuat | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Leave a Comment »

Marihuana WADA Listesinden Çıkarılsın mı?

Posted by sporgunlugu 6 Mart 2007

Hollandalı ve İngiliz yetkililerinden sonra Kanadalı spor yetkilileri de marihuananın Dünya Dopingle Mücadele Ajansı’nın (WADA) yasak maddeler listesinden çıkarılması gerektiğini belirttiler.

Kanada’nın önde gelen doping testi uzmanlarından biri, zaman ve kaynak kaybı sebebiyle marihuananın listeden çıkarılması ile spor camiasındaki gerçek hilebazlara karşı daha etkin bir savaş verilebileceğini vurguladı.

Yakın zaman önce Hollanda ve İngiliz yetkililer de, düzenli olarak marihuana alan oyunculara çok sert cezalar verilmesine karşı olduklarını açıklamışlardı.

Özellikle esrar konusunda çeşitli devletlerle WADA arasında ciddi bir çatışma söz konusu. Çoğu Avrupa ülkesinde ve ABD ile Kanada’da gençler arasında esrar içimi çok yaygın. Sporcular arasında da esrar içenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Özellikle üniversite ve kolejlerde okuyan sporcular arasında esrar yaygınlaşıyor. Bu sosyal gerçeğin yadsınmamasından yana olan devlet yetkilileri de sporcularının WADA tarafından öngörülen cezalarla karşı karşıya kalmasını istemiyorlar.

Esrar, eroin, kokain, marihuana gibi maddelerin sporcuların performanslarını hangi ölçüde etkileyeceği de tartışılıyor. Önemli bir kesim, bu tür maddelerin sporcunun performansını olumlu etkilemediğini, bu sebeple doping olarak kabul edilmemesi gerektiğini ileri sürerken; bu görüşün karşısında yer alan uzmanlar, bu maddelerin bazı spor dallarında karşılaşmalardan önce sinirleri gevşeterek oyunculara üstünlük sağladığını iddia ediyorlar.

Bu maddelerin yasak maddeler listesinde yer almasının tek sebebinin performans attırma riski olmadığı da görüşler arasında. Sporcuların sağlığı için tehlikeli olan, sporun toplum gözündeki görünümünü olumsuz etkileyen bu maddelerin yasaklanmasini doğru bulanların sayısı da azımsanamayacak kadar fazla.

Sporun vizyonunun korunmasının WADA’nın görevi olmadığı; uyuşturucunun çoğu devlette yasak olması sebebiyle uyuşturucuyla mücadelenin devlet ve devletler arasında işbirliği ile yapılabileceği, WADA’nın görevinin uyuşturucu ile mücadeleyi kapsamadığı da dikkat çeken görüşler arasında.

Özellikle ABD’de, spor bursları veren kolejlerin uyuşturucu sebebiyle spordan yasaklanan sporculara burs vermemesi tepki görüyor. Bir kere denemek için bile uyuşturucu alan gençlerin en az iki sene spordan uzaklaştırılmaları ve bu sebeple burs alamamaları sonucunda da spor kariyerlerinin erken yaşta sona ermesi, ABD’li yetkililerin de listenin değiştirilmesi konusunda baskı yapmalarına sebep oluyor.

Ne yazık ki Türkiye’de bu sorunlar hiç tartışılmıyor. Spor federasyonlarının çoğunun Internet sitelerinde dopingle ilgili tek kelime yer almıyor. Bu konuda özel komisyonlar kurulmuyor. Basketbol, futbol federasyonları gibi birkaç federasyon bu konuda ciddi çalışma yapıyor. Bazı federasyonların Internet sitelerinde ise sadece Hacettepe Üniversitesi bünyesinde kurulan Türkiye Doping Merkezi’nin hazırladığı doping bilgilendirme kitapçığı yer alıyor. Bu kitapçığın içeriği ve güncelliği de tartışılır.

Sadece Hacettepe Üniversitesi’nin çabaları da yetmez elbette. GSGM, TMOK, spor federasyonlarının ortak hareket etmesi gerekiyor. Bunu sağlayacak olan ise siyasi irade. Ancak o da kafayı futbolla bozmuş durumda.

Posted in Doping | Etiketler: , , , , , , , , | Leave a Comment »

15. Asya Oyunları Başlıyor

Posted by sporgunlugu 28 Kasım 2006

2008 Pekin Olimpiyat Oyunları’ndan önce birçok spor dalındaki yarışmaları birlikte barındıran son spor organizasyonu olan 15. Asya Oyunları 1-15 Aralık tarihleri arasında Doha’da gerçekleşecek. 15. Asya Oyunları’nın resmi internet sitesi http://www.doha-2006.com/

Dünya Dopingle Mücadele Ajansı’nın (WADA) ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi de bu organizasyonu yakından takip edecek. Çin, Pakistan ve Hindistan gibi, 2006 yılında doping konusunda başı ağrımış devletlerin de katılacağı Oyunlar’da ilk defa kan testleri yapılacak. Oyunlar’da yaklaşık 1200 doping testi yapılması bekleniyor.

Posted in Diğer, Olimpiyatlar | Etiketler: , , , , , , , , , | Leave a Comment »